14 Ocak 2013 Pazartesi


“Bundan tam 52 yıl önce düzenlenen 212 sayılı yasa, “ gazetelerin emekçileri” diye tabir edilen gazete çalışanlarına her yönden geniş kapsamlı sosyal haklar getirmişti. Bu nedenle basın çalışanlarının özlük haklarının ve iş güvencesinin korunmasının yanı sıra editoryal bağımsızlıkları da teminat altına alınmıştı.Bir başka deyişle 212 sayılı yasa sayesinde gazetecilerin basın ve ifade özgürlüklerini rahatça kullanmalarına olanak sağlanmıştı.Dolaysıyla demokrasinin 'olmazsa olmaz' koşullarından birisi olan “basın ve ifade”özgürlüğünün basın çalışanları tarafından serbestçe kullanabilmeleri aynı zamanda halkımızın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme haklarını geniş kapsamlı elde edebilmesine de olanak sağlamıştı.”
Yozgat Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu başkanı Osman Hakan Kiracı, mesajında daha sonra aradan geçen 52 yıllık süreçte 212 sayılı yasada basın çalışanlarının lehine iyileştirmelerin yapılmadığını aksine bir takım sorunlarla karşı karşıya bırakıldıklarını kaydederek şöyle konuştu:
“ Üzülerek ifade ediyorum ki; aradan geçen yarım asırlık süreçte gazetecilerin özlük hakları daha da törpülenmiş, editoryal bağımsızlık rafa kaldırılmış,gazeteciler artık bu ülkede sansür ve oto sansür baskısı altında çalışmak zorunda bırakılmışlardır.Türkiye'de bugün özellikle büyük kentlerimizde yayınlanan yaygın basında gazetecilerin çoğu 212 sayılı yasa kapsamında çalıştırılmamakta ,yine Türk medyasında sadece üst düzey yöneticilere ve köşe yazarlarına yüksek ücretler ödenirken tabandaki fikir işçileri de asgari ücretle çalıştırılmaktadır.
Günümüzde tekelleşen medyanın yayın organlarında ekonomik ve sosyal haklardan yoksun bir şekilde çalıştırılan gazeteciler,her an işsizlik sorunuyla da karşı karşıya bulunmaktadır.Özetle söylemek gerekirse;2013'e geldiğimiz bu çağda, yayın organlarına hayat veren “fikir işçileri” adı verilen basın çalışanları, maalesef 212 sayılı yasaya göre değil, basın kuruluşlarının oluşturduğu taşeron firmaların kadrolarında beden işçilerine sağlanan sosyal ve ekonomik koşullara göre,muamele görmektedir.
İşte,böylesine bir durum nedeniyle mesleki iş güvencesinden ve bir takım sosyal haklarından yoksunlaştıran geçim derdindeki meslektaşlarımızın günümüzde basın ve ifade özgürlüklerini rahatça kullanabildiklerini söyleme şansına sahip bulunmamaktayız.
Çalışan gazetecilerin basın ve ifade özgürlüklerinin gereğince kullanamamaları sonucunda halkımız da gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkını yeterince elde edememektedir.Bu durum demokrasimiz açısından oldukça kaygı vericidir. “ YGC Başkanı Kiracı açıklamasının son bölümünde ise “10 Ocak çalışanlar günü basın bayramı ülkemizde geçmişte sevinçle kutlanıyordu. Ama ne hazindir ki son yıllarda da buruk bir şekilde kutluyoruz.”dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder